Ticari faaliyet içerisinde bulunan tüm işletmelerin sektörleri farklılık gösterse de hepsinin ortak yanı karlılık esaslı çalışmalarıdır. Karlılığa giden bu yolda, eldeki kaynakların doğru planlanması, verimli kullanılması için yıllar içerisinde farklı üretim metotları denenmiş ve sektöre, firmaya en uygun olanı seçilmiştir. Sektörün talepleri değiştikçe, seçilen modellerde de revizyonlar ya da değişimler kaçınılmaz olmuştur. Peki tüm bu uğraşların sebebi nedir?

Elbette daha iyi verimlilik değerlerine yakalamak ve yatırımın dönüşünü hızlandırarak karlılık oranını arttırmak!

Yıllar önce yazılım kullanan işletmelerin bir çoğu, yazılımlarını departman bazlı bağımsız bir şekilde modelliyordu. İşletmeler için değerli olan stok miktarları ve deponun içerisindeki yeri, depo şefinin aklının içerisinden, bir yazılıma taşınması bile zamanında şirketin dijitalleşmesi açısından büyük adım olarak görülebiliyordu. Kişilerden bağımsız, departman bazlı raporları seven yöneticiler bu dijitalleşmeye hız vererek tüm departmanları birbirlerine bağlayan ve eldeki kaynakları planlı kullanmanın yolunu açan sistemleri, işletmelerinde konumlandırmaya başladılar. Bu süreçler elbette kolay olmadı.

Entegre çalışma, işletme içerisindeki başına buyruk davranışları da ortadan kaldırdığı için, ciddi dirençlerle de savaşılmaya yol açtı ve bu savaşta sisteminin arkasında duran yöneticiler firmalarını dijitalleşme yolunda emin adımlarla ilerlemesini sağladı. Günümüzde, belirli bir ölçeğin üzerindeki tüm işletmeler irili ufaklı bir kurumsal kaynak planlaması yazılımına sahip. İhtiyaçları bazında ERP sistemleri üzerinde geliştirmeler yaparak ya da 3. Parti yazılımlarla entegre olarak çözüm kapsamlarını genişlettirmeye devam etmektedir. Bazı işletmeler ellerindeki bu sistemlerle yetinirken, iş yapış şekli ve hacmi değişen ya da gittikçe büyüyen işletmeler ise “elimdeki yazılım benim için doğru olan mı?” sorusunu sormaya başladıkça 2. Nesil ERP Projeleri için ekipler oluşturup, tekrar değerlendirme süreçlerinde kendilerini bulmaktadırlar. 2. Nesil olarak adlandırdığım bu seçim çalışmasında proje ekipleri, üzerlerinde bir çok zaman ciddi bir baskı hissetmektedir. Firmanın yıllar önce yaptığı yatırım bugünün şartlarını, gerekliliklerini karşılamadığı için atıl hale gelmiş ve bir kez daha bu yatırım yapılırken işletmenin uzun bir geleceğini karşılayacak en doğru seçimin yapılması bu ekibin kararına bırakılmıştır. Son sözü yöneticiler söylese de, bir çok zaman ekibin tercihlerine paralel kararlar alınır. Proje ekipleri değerler üzerinden gitmeyi sever. Hazırladıkları karşılaştırma tabloları sonuçlarını da yine kabul ettiği algoritmalarla hesaplayarak raporlarını oluşturup sunarlar.

Artık uygulamanın kapsamında “Bu var mı?”, “Nasıl yapar ?” soruları yerini “Bunun sahaya uyarlanması ne kadar kolay ve ne hızda olur ?”a bırakmıştır. Çünkü gelinen noktada, karşılaştırılan yazılımların kapsamı birbirlerine benzerlik gösterse de uygulanabilirliği önemini arttırmıştır. Adaptasyon süreci ne kadar hızlı ve uygulanabilirlik ne kadar çok olursa, işletmelerin verimliliği de buna doğru orantılı olarak artmaktadır. Yıllar öncesinden günümüze kadar gelen firmaların ticari hayatlarında değişmeyen belki de tek şey, daha az giderlerle daha yüksek karlılık elde etme isteğidir. İkinci ya da üçüncü kez yapılacak bu büyük yazılım yatırımı, maliyetlerini hızlı bir şekilde çıkartmalı ve işletmenin fayda değerlerini yukarıya çekmelidir. Globalleşen bu taleplerden dolayı son yıllarda da bunu destekleyen araştırmaları bağımsız araştırma ve denetleme kuruluşlarının yaptığını görüyoruz. Bu kuruluşlardan olan, IDC, Eylül 2019 yılında sonuçlandırdığı araştırma sonucunda yukarıdaki anlatılanları doğrular bilgiler içeriyor.

IDC’nin verilerine göre, kurumsal kaynak planlaması olarak IFS Uygulamalarını seçen firmaların, yıllık gelirlerinin ciddi oranda yükselirken, operasyonel maliyetlerinin düştüğü, her bir IFS kullanıcısının %20’ye varan oranlarda verimliliğinin arttığı, sevkiyatların daha da hızlandığı ve yatırımın geri dönüş hızının %20’nin üzerinde olduğu sonuçlarına rastlıyoruz. Bu değerleri, IFS Uygulamalarının kullanıcı dostu yapısıyla, sahada daha etkin ve yaygın kullanılmasının bir sonucu olarak yorumlayabiliriz. Yeni bir arayış içerisine giren proje değerlendirme ekipleri için artık IFS Uygulamaları, sektöre özel geniş fonksiyonel özellikleri, farklı üretim ihtiyaçlarını tek bir çatı altında toplayan yapısı, tüm varlıkların etkin bir şekilde yönetebilmesine imkan veren içeriği, departman ve yönetici bazlı hazır ve hızlı raporları ve çok daha fazlasıyla daha da güçlü. Yıllar süren ve sürecek olan, firmaların performans, verimlilik ve karlılık mücadelesinde IFS Uygulamaları, çok etkili bir araç olarak yerini almaya devam ediyor.